Edebiyatçının itirazı

Edebiyatçının itirazı

Ünlü romancı Adalet Ağaoğlu, DTP'nin kapatılmasına ilişkin iddianamede, İnsan Hakları Derneği'nden istifasının, suçlamalara dayanak olarak gösterilmesini eleştirdi ve DTP'nin kapatılmasına karşı olduğunu açıkladı HABER MERKEZİ


Kurucusu olduğu İnsan Hakları Derneği'nden (İHD), 30 Temmuz 2005'te "tek yanlı, ırkçı-milliyetçi bir hak koruması yapıldığı ve PKK terörüne karşı tavır almadığı" gerekçesiyle istifa eden yazar Adalet Ağaoğlu, Kürt sorununun siyasi yollarla çözümünden yana olduğunu belirterek, DTP'nin kapatılmasına kesinlikle karşı olduğunu açıkladı.
Ünlü romancı Ağaoğlu, DTP'nin kapatılmasına ilişkin iddianamede, İHD'den istifasının PKK'nın kontrolünde olduğu öne sürülen derneğe yöneltilen suçlamaya dayanak olarak gösterilmesini ve açıklamalarının dava dosyasına delil olarak girmesini eleştirdi.
DTP iddianamesinde, İHD konusunda "Bulunması gerekenden ilgisiz bir konuma sürüklendiği anlaşılan İHD'nin davalı DTP (ve terör örgütü PKK) ile hemen her platformda ortak görüş bildirmesinin altında yatan sebebin Ağaoğlu'nun tespitleri olduğu, dolayısıyla İHD'nin PKK'nın kontrolünde faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır" iddiası da dile getirildi. Ağaoğlu'nun 12 yıl önceki açıklaması iddianameye delil olarak eklendi.

'Kesinlikle karşıyım'

İHD'ye verdiği istifa dilekçesinde "PKK terörünün iç barışı tehlikeye attığı bir zamanda dahi İHD yeterli gayreti göstermemiş bulunmakta" ifadesini kullanan ve derneği "hak aramayı ırkçı biçimde yapmakla" eleştiren Ağaoğlu, bu görüşlerine kapatma iddianamesinde atıf yapılmasına tepki gösterdi. Ağaoğlu, Milliyet'e şu açıklamayı yaptı:
"İHD'den ayrılmamın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın açtığı davada gerekçe olarak yer almasını kabul etmiyorum. Ben Kürt sorununun siyasal çözümünden yanayım. DTP'nin kapatılmasına kesinlikle karşıyım. İHD'den istifa ederken, Kürt sorununun şiddetle değil, siyasal yollardan çözüleceği düşüncemi vurgulamıştım. Ancak İHD'yi ırk ayrımı yaptığı için eleştirmiştim. İnsan haklarında ırk ayrımı esasıyla hareket edilemez. Her etkinin bir tepkisi vardır.
Bu tür etkilerin karşılığında başka bir ırkçılık azdırılmış olur ki, bunun sonuçlarını bugün Türk ırkçılığı olarak görüyoruz. İnsan haklarında ırk ayrımı yapılarak tek yanlı davranılıyordu. Irkçı tutumun öne çıkarılması da sorunun siyasal çözümünün önünü tıkıyordu. Bunun için istifa ettim. Hatta DTP Meclis'e girince kendi kendime 'Benim istifam böyle bir işe de yaradı' diye düşündüm. İHD'den istifamın iddianamedeki gerekçelerden birisi olmasını reddediyorum. Bu davada tanık olarak çağrılmam gerekirse gitmeyeceğim."

Kapatma davaları birikti

Anayasa Mahkemesi'nin önünde gelen kapatma davalarının sayısı arttı. Yüksek mahkeme, önümüzdeki süreçte sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın DTP'nin kapatılması istemiyle açtığı son davayı değil, aynı siyasal çizgide 1992'den bu yana kurulmuş üç ayrı partinin kapatılması davalarını da karara bağlayacak.
Anayasa Mahkemesi, 1993 yılından itibaren sırasıyla HEP, ÖZDEP, DEP ve HADEP'i kapattı. DEHAP davası ise partinin kendisini feshetmesine rağmen sürüyor.
AİHM, karara bağlanan davalardan HEP ve ÖZDEP'in kapatılmasını örgütlenme özgürlüğüne aykırı buldu. Bu partilerin yönetimlerinin AİHM kararına dayanarak kapatma isteminin yeniden görüşülmesi için yaptıkları başvuru Anayasa Mahkemesi'nce kabul edildi. Böylece aynı çizgideki DEHAP, HEP ve ÖZDEP'in dosyalarının görüşülmesi sürerken DTP davası da kapatma istemlerine eklenmiş oldu.
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın hazırladığı iddianamede, AİHM'nin Türkiye'yi haklı bulduğu RP ve Emek Partisi'nin kapatılmaları kararları anımsatılarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) uyarınca "demokratik rejimi bozmaya yönelik siyasi projesi bulunan ve bunun için şiddete başvuran partilerin kapatılabileceği" ifade edildi. Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu'nun "şiddet çağrısını teşvik eden partilerin kapatılacağına" yönelik kararı da anımsatıldı.
İç çatışma riski nedeniyle toplum güvenliği için acilen uygulanabilecek tek yaptırımın DTP'nin kapatılması olduğu savunulan iddianamede, bu riskin AİHM'nin aradığı açık ve yakın tehlike koşulu olduğu belirtildi.

Tartışmalı iddianame

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

DTP'nin kapatılmasını talep eden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, "etnik çatışma" riskini gerekçe göstererek ivedilikle görüşülmesini istediği davayı önemli bazı delillerin gelmesini beklemeden açtı.
İddianamede, DTP'nin terörist Abdullah Öcalan'ı "önder" kabul ettiği Diyarbakır toplantısı ile "demokratik özerklik" talebini parti programına koyduğu 2. Olağanüstü Kongresi'ne ilişkin belgelerin başsavcılığa ulaştıktan sonra kapatmaya ayrıca gerekçe gösterileceği vurgulandı.
İddianamede partinin kapatılması istemine dayanak gösterilen 141 gerekçenin 133'ünün 22 Temmuz seçimleri öncesi döneme ilişkin olduğu gözlendi.
İddianamede 4 çocuğun ismine yer verilerek, "demokratik araç olamayacak bu çocukların, DTP tarafından kullanıldığı" savunuldu.

'Seçime girmesin'

Başsavcılık, HEP ve DEHAP davaları sürerken bu partilerin seçime alınmaması talebinde bulunmuş, Anayasa Mahkemesi bu talepleri reddetmişti.
Yalçınkaya da dava sürerken DTP'nin seçime alınmamasının yanı sıra, mevcut üyelerinin başka partiden ya da bağımsız olarak seçimlere girememesini, partinin üye kaydı yapamamasını da istedi.
DTP'nin Hazine'den yardım almamasına rağmen ödenecek olası yardımların bloke edilmesi talebinde de bulunuldu.
Talepler kabul görürse DTP'ye üye hiç kimse 2009'da yapılacak yerel seçimlere katılamayacak.

Tartışılan ifadeler

"Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata gibi isimlerin Öcalan'a sadakatlerini gösterdikten sonra milletvekili seçildikleri, belediye başkanlarının PKK tarafından doğrudan atandığı, Nurettin Demirtaş'ın PKK yöneticiliği kariyeriyle DTP Genel Başkanı seçildiği, parti üyelerinin örgüt liyakatlerine göre milletvekili oldukları" savunulan iddianamede bir cinayetin DTP tarafından kınanmaması da kapatma gerekçeleri arasında sayıldı.

0 yorum: