Erdoğan: Karabağ hepimizin kanayan yarasıdır

Erdoğan: Karabağ hepimizin kanayan yarasıdır

Bilal Yakınbaş bildiriyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Karabağ hepimizin kanayan yarasıdır. Ermenistan evrensel değerlere, temel insan haklarına, komşuluk ilişkilerine, hiçbir hukuk kaidesine uymayan bu kabul edilemez tutuma ve haksız işgale derhal son vermelidir" dedi.
Erdoğan, Kıbrıs konusunda da 2004 yılındaki Annan Planı referandumuna "hayır" diyen Güney Kıbrıs’ın ödüllendirildiğini, Kuzey Kıbrıs’ın cezalandırıldığını belirterek, "İşte bunların samimiyeti budur, dürüstlüğü budur" diye konuştu.
Erdoğan, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deki Gülistan Sarayı’nda başlayan 11. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği
Kurultayı’nın açılışında yaptığı konuşmada Karabağ sorununa değindi.
"Karabağ hepimizin kanayan yarasıdır" diyen Erdoğan, Azerbaycan topraklarının önemli bir bölümünün yanı başındaki bir devletin işgali altında olduğunu söyledi. Yaklaşık 1 milyon insanın haksız bir işgal neticesinde kendi ülkesinde mülteci durumuna düşürüldüğünü anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu acı tablo hepimizin yüreğini sızlattığı kadar, uluslararası camianın gözünü kapatamayacağı kadar açık bir haksızlıktır. Bölgemizde barışın, istikrarın, refahın ve işbirliğinin hakim olabilmesi için en temel şartlardan biri Ermenistan’ın bu işgale son vermesi, uluslararası hukuk ve toplumun çağrılarına uymasıdır. ABD, Fransa ve Rusya’nın oluşturduğu üçlü zirve var. Peki şu ana kadar verilmiş olumlu bir karar var mı? Yok. Hep oyalama taktiği. Ermenistan, evrensel değerlere, temel insan haklarına, komşuluk ilişkilerine hiçbir hukuk kaidesine uymayan bu kabul edilemez tutuma ve haksız işgale derhal son vermelidir. Türkiye, bu konuda her zaman Azerbaycan’ın yanında olmuştur, bundan böyle de yanında olacaktır.
Irak’taki Türkmen kardeşlerimizin durumu da ortadadır. Burada da aynı sıkıntılar yaşanmaktadır.
KKTC Türkleri yıllardır haklı bir mücadele vermekte, tüm iyiniyetli çözüm çabalarına rağmen izolasyonlara maruz bırakılmaktadır. Birçok görüşmeler yapılmıştır. Bize sözler vermişlerdir. Sene 2004 Nisan ayı...
Ve demişlerdir ki, ’bundan olumlu bir netice çıkarın, gerisine karışmayın.’ KKTC halkı bu vaade uymuştur, olumlu bir netice çıkarmıştır. Güney Kıbrıs, Annan Planına ’hayır’ demiştir ama kalkmışlardır, Güney Kıbrıs’ı ödüllendirmiş, Kuzey Kıbrıs’ı cezalandırmışlardır. İşte bunların samimiyeti budur, dürüstlüğü budur.
Bunları kendilerine de söylediğim için burada rahat söylüyorum. Yani burada söylüyorum da kendilerine söylemiyorum değil. Her dem buluşmamızda da söylüyorum. ’Samimiyet testinde sınıfta kaldınız’ diyorum. Maalesef öyle...
Balkanlardaki soydaşlarımızın sıkıntıları da hepimizin müşterek derdidir. Bütün bu zorlukların üstesinden gelebilmemiz için tek bir yol vardır. O da her zaman söylediğimiz gibi, aramızda sıkı işbirliği..."

"BAŞARI İÇİN TAM İŞBİRLİĞİ"
Erdoğan, bu tür kurultayların ufuk açtığını ifade ederek, işbirliği ve dayanışmanın bugün için çoğu atıl durumda olan büyük imkanları hayata geçirme fırsatı vereceğini kaydetti.
Bugünkü dünya düzeninde başarıyı yakalayabilmenin yolunun tam bir işbirliği ve dayanışma içinde olmaktan geçtiğini belirten Erdoğan, dünyadan kendini soyutlayarak hak edilen yere gelmenin mümkün olmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan, "Biz dayanışma içinde olmazsak halimiz ne olur? Lime lime ederler" dedi.
Demokratikleşmenin, hukukun üstünlüğünün, saydamlığın, iyi yönetişimin temel insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesinin, küresel bütünleşme çabalarını güçlendirmenin gelecek vizyonunun temeli olması gerektiğini belirten Erdoğan, "Ortak bölgemiz olan Avrasya’nın insan kaynakları ve doğal zenginlikleri sorunların aşılmasına imkan verecek boyuttadır" diye konuştu.
Türkiye ve Azerbaycan arasında önemli projeler yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, geçen yıl Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının işletmeye açıldığını, yakın zamanda Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının hayata geçirileceğini anımsattı.
Erdoğan, bu projelerin Asya ve Avrupa’yı, Batı ve Doğuyu birbirine yakınlaştırdığını, projelere katılan ülkelerin ekonomik gelişmelerine ve jeostratejik önemlerine katkı sağladığını kaydetti.
Antalya’da geçen yıl düzenlenen 10. Kurultay’da Türkçe konuşan devletlerin dış politikada koordinasyon oluşturmaları gerektiği görüşünü dile getirdiğini anımsatan Erdoğan, "bunun halkların çıkarlarını daha iyi korumaya imkan sağlayacağını" ifade etti.

"ORTAK TARİH DERSİ OKUTULSUN"
Bu çerçevede bir birlikteliği sağlama yolunda yapılacak çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, "Ortak tarihimizin yeniden yazılması ve bu müşterek tarihin ders kitabı olarak okutulması önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Türk cumhuriyetleri arasındaki her türlü işbirliğinin daha planlı ve koordineli, diğer bir ifadeyle kurumsal olmanın vakti çoktan gelmiştir" dedi.
Bu amaçla Türk dili konuşan ülkeler devlet başkanları zirvesinin daimi sekreteryasının kurulmasını teklif eden Erdoğan, bu konuda çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.
"Ortaya koyduğu vizyonun gerçekleşmesinin Türk dünyasının elinde olduğunu" ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunu yapabilme gücümüzün birikimimizin, yeteneğimizin ve daha önemlisi irademizin bulunduğundan eminim. Gelecekte bugünlerimizden daha yakın, daha güçlü ve sağlam ilişkiler ve işbirliği içinde olacağımıza inanıyorum. Bunu gerçekleştiremezsek gelecek nesillere hesap veremeyiz.
Bugün kayda alınacak kararlar, oluşturulacak ortak vizyon, biz yöneticiler için yol gösterici ve ışık olacaktır. Bu süreçte desteğimizi hiçbir zaman esirgemeyeceğimizi, daima çalışmalarınızın yanında olacağımızı açıkça bildiririm. Burada bulunan tüm konuklar bilmektedir ki, başkalarının hayal dahi edemediğini Türk toplulukları gerçekleştirebilecek yetenektedir. Bunu geçmişte başardık, şimdi de başarabiliriz. Ortak tarihimizde olduğu gibi bundan sonra da seyreden veya izleyen değil, önde giden, tayin eden olacağız. Lider ülkeler, imrenilen ülkeler olacağız. Yani bu topluluklar gündemi gelirlenen topluluklar olmamalı. Bu topluluklar gündem belirleyen topluluklar olmalı çünkü lider ülke olmak buradan geçer. Bunu başaracak olanlar burada bulunanlar veya burada olmasa da gönlü, ruhu, kalbi ve vicdanı bizimle olan bütün kardeşlerimizdir. Bu tabloda kararlı adımlar attığımız takdirde bugünkünden çok daha güzel günleri hep birlikte yaşayacağız." Konuşmanın ardından Başbakan Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e Orhun Yazıtları maketi hediye edildi.
Daha sonra, Aliyev, Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Türk cumhuriyetlerinin temsilcileri demir dövdüler.

0 yorum: